VAR GEL KİĞI'YA
Kiğı ak bir gelin doğuda
Yaşayandan değil ayrılandan
sorula
Düz gedikten Dızvazına
varıla
Dostluk ararsan var gel
Kiğı'ya.
Seyit Kasım yaylasına çıkayım
Burcu burcu kokuların
çekeyim
Diniginden Çermesine gideyim
Aradığın bulamazsan var gel
Kiğı'ya.
Hasreti gönlümde yaralı bir kuş
Sülbüsünde boran, tipi kış
Manikanda gönüller öylesine
hoş
Huzur ararsan var gel
Kiğı'ya.
Yemeğimiz bizim tutmaç, zirvet,
Fakirlik ne ki gönlümüz servet,
Gidenlerin hepsi buraya
hasret
İnsanlık ararsan var gel
Kiğı'ya.
Dolandık durduk sarp yollarını
Oğasını, Hupusunu, Çomağını
Yoksulluk eğmiş dallarını
Sevgi ararsan var gel
Kiğı'ya.
Kerek deresi çağıl çağıl çağlıyor
Bu manzara yollarımı
bağlıyor
Pertelik'im yalnız kalmış
ağlıyor
Yaşam ararsan var gel
Kiğı'ya.
Erdal GÜÇİN
KİĞIM
Kalelerin kalesi, Şehitler
kalesi,
Şeytan dağından gelir,
çığların sesi.
Her zaman tutulmaz insanın
nefesi,
Pertelik Abar'dan gelir,
bülbüllerin sesi.
Bağır dağı sınırdır, karı
eksilmez,
Çiçek tepe ile Ölmez, emsal
biçilmez,
Duranlar, Eşme gülden
geçilmez
Köprüsüz Peri çayından kimse
geçemez.
Şeydi Kasım tepesi Sivrice'ye bakar
Güneş her zaman Şenker'den doğar
Kerek deresi suyu buz gibi
çağlar
Anasız yavru gibi her zaman
ağlar.
Özlüce barajı, hayatın olsun,
Seni sevmeyenler güllere
dönsün,
Kiğı barajına selamın varsın
Hepimize bu bayram kutlu
olsun.
Ercüment OKŞAR
GÜZEL KİĞIM
Kıvrıla kıvrıla akar Kerek deresi
Soğuk sularıyla büyüler
herkesi
Bir tarafta yükselir ulu
kavak tepesi
Eksilmez hiçbir zaman
bülbüllerin sesi.
Güneşin doğuşunu selamlar Şeydi Kasım
Yaylaların tarihidir belki
benim yaşım
Kiğı'mdan Ayrılmam uçsa dahi
başım
Meşru yıllarıyla tutmaç
çorbadır aşım.
Toprakları verimli ağacı bol yapraklı
Köylerin en güzeli harikadır
topraklı
Dağların ardından görünür
yavaş yavaş
Birbirine göz kırpar, Ölmez
ile Tekbaş.
Bir göreceksin sen Şu dağları bayırı,
Ormanlar viran olmuş, yalnız
ayı çayırı,
Bir tarafta Zağatel, Bir
tarafta kaldırım
Yüksekçe dağlara düşer
gökten yıldırım.
Tarihte ilkmiş kuzey mahallesi
Çıkmaz oldu artık demirci
Hasan sesi
Anlatılmaz burada o dutluğun
hevesi
Güllü bağım ise cennetin ta
kendisi
Kayaları çok serttir o alaca kalenin
Yalnız oranın değil
şehitlerin Şenkerin
Gevenler süsüdür o büyük
tepelerin İsimler
Sayılmaz o güzelim yerlerin.
Tüm yollar geliyor kıvrılarak sinikten
Kafile olmuş atlar hoca gilikten
Güzelim gelince yemyeşil
Selenk'ten
Kiğı'da harikadır baharlar
gerçekten.
Hasan POLAT
SEN BÖYLE DEĞİLDİN
Cihan Devletinden emanet alan
Bileği bükülmez memleketim
var.
Bin yıllık tarihle hasbıhal
olan
Kiğı'ya özgü insanımız var.
Yeşiller içinde bu şirin yerde,
Kereğin suyu dermandır derde
Elenin düzünde, gazi
Şenker'de,
Hala serdengeçti bir yanımız
var.
Ziyaretin başı açar sümbüller
Kokular saçar mis gibi
güller
Murat diler idi kızlar
gelinler
Çok şükür Allah'a imanımız
var.
Peri suyu boz bulanık akınca
Deli dolu bedenini yıkınca
Azrail gelince firkat
kopunca
Düşmanı çatlatan bir halimiz
var.
Gediğin düzünde yazı yazılır
Ermeniye Rus'a plan çizilir
Şehitlerde mezarları kazılır
Şehitte gazide olanımız var.
Alınca Bizans'tan hürriyetini
Çok isteyen oldu esaretini
Halit Bin Velit'in emanetini
Koruyan kahraman payemiz
var.
Sen böyle değildin silkin de
uyan
Bak dört yanımız tufanla
boran.
Aldığın mirasa sahip çık
dayan
Bak binlerce kefensiz
yatanımız yar.
Gürsel ÖKDE
KİĞI CAN
Yılların cilesisin sen
Asırlardır dimdik ayaktasın
Bir çok milletler görmüş,
Değişik uygarlıklar
yaşamışsın
Fakat ihmal edilmişsin Kiğı
can
Terkedilmişsin...
Uzaklara göndermişsin;
Sevgilileri, aydınları
gençleri.
Halkını bilinçli ve
uygarlığa
Zorlamışsın adeta
Gurbetçilerin bir çok ülkeye yayılmış
Adın yazılmış tabelalara
Kiğı can
Sen de özlemişsin uzaktaki,
çocuklarını
Halkını...
Yapsalar ya... o patika,
Toprak yollarını
Toprağın bol Kiğı can
Madenlerin yok değil,
Yapsınlar fabrikalar,
atölyeler
Tekrar dönsünler uzaktaki
yavruların
Ana kucağına...
Yusuf DAL
|